Türk EnglishFrançaisРусскийالعربية

Boşanma ve Ceza Davalarında Ses Kayıtları

Boşanma ve Ceza Davalarında Ses Kayıtları

 

Ses kayıtları mahkemede delil olur mu?

Günümüz teknolojisi ile artık hemen hemen herkes telefon görüşmelerini farklı programlar aracılığı ile kaydedebilmekte ve bulunduğu ortamdaki sesleri kaydedebilmektedir. Ses kaydının habersizce alınması Anayasa’da güvence altına alınan özel hayatın gizliliği ilkesiyle alakalıdır. Bu sebeple başkası ile yapılan görüşmelerin habersizce kaydedilmesi hukuka aykırı delil olarak kabul edilmekte olup aynı zamanda da Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak düzenlenmiştir. Bu şekilde habersizce kaydedilen ses kayıtlarının hukuka aykırı delil kabul edilmesinin iki istisnası bulunmaktadır: Boşanma davası, ve ceza davası.

Boşanma davalarında ses kayıtları delil olur mu?

Eğer bir delil hukuka aykırı yollarla elde edilmişse delil olarak kullanılamaz. Ancak delilin elde edilmesinde hukuka uygunluk nedenleri varsa hukuka aykırılık ortadan kalkar ve delil niteliği kazanır. Boşanma davalarında eşlerin aldıkları ses kayıtlarının delil olarak kullanılıp kullanılamayacağı konusu uygulamasa sıklıkla sorulan bir sorudur. Eşlerden birinin özel hayatı, birlikte yaşadığı diğer eşi de en az kendisi kadar ilgilendirmektedir. Bu sebeple eşlerin evlilik birliğine ilişkin yükümlülükleri ile ilgili konular özel yaşam alanı değil aile yaşam alanıdır. Bu itibarla da eşler arasında aile yaşam alanını ilgilendiren hususlarda özel hayatın gizliliğinden bahsedilemez. Dolayısıyla örneğin; eşinin sadakatsizliğinden şüphelenen diğer eşin, ortak yaşadıkları evde ses kaydı yaparak şüphesini ispatlaması halinde hukuka aykırılıktan bahsedilemeyeceğinden ses kayıtları delil olarak kullanılabilecektir.

Ceza davalarında ses kayıtları delil olur mu?

Karşı tarafın rızası olmadan alınan kayıtların delil olarak kullanılabileceği bir diğer istisna ise ceza yargılamalarıdır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi söz konusudur.” değerlendirmesi yaparak bu şartlarda alınan ses kaydının delil olarak kabul edilmesi gerektiğinin altını çizmiştir.

Hakaret suçunun ispatı için alınan bir ses kaydına ilişkin Yargıtay Kararı: “…..toplantısında kendisine hakaret içerikli sözler söylenmesi nedeniyle sanığın üzerindeki cep telefonu ile gizlice kayıt yaptığı, eylemi başka türlü ispat etmesinin mümkün olmadığı yönündeki savunması ile bu savunmayı doğrulayan bilirkişi raporuna göre, sanığın başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken toplantıda kendisine yönelik hakaret içerikli konuşmayı kayda aldığı, sanığın eyleminin hukuka aykırı olmadığı, bu nedenle sanığın kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun oluşmadığı kabul edilmelidir” (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2014/10205 karar) şeklindedir. Bu kararda konuya açıklık getirilmiş ve meselenin genel sınırları çizilmiştir.

Danışman Talep Edin