Türk EnglishFrançaisРусскийالعربية

Prim Gününü Tamamlayan İşçi Kendi İsteğiyle İşi Bırakırsa Kıdem Tazminatı Alabilir mi?

Prim Gününü Tamamlayan İşçi Kendi İsteğiyle İşi Bırakırsa Kıdem Tazminatı Alabilir mi?

Prim Gününü Tamamlayan İşçi Kendi İsteğiyle İşi Bırakırsa Kıdem Tazminatı Alabilir mi?

Sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayan işçinin, yaşı kaç olursa olsun, İşsizlik sigortası kanunu 45 inci maddesi ile İş kanunu 14 üncü maddesi uyarınca, gerekçesi açıklanmak suretiyle emeklilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanarak işyerinden ayrılma hakkı mevcuttur. Bahsi geçen emeklilik sebebiyle fesih hakkı, işçiye bağlı bir hak olup hakkın doğduğu tarihten itibaren istendiğinde kullanılabilecektir.

Emeklilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanılması için kanunda öngörülmüş olan bazı şartların sağlanması gerekmektedir. Bu doğrultuda bakılacak olursa, emekliliği gelen işçinin bu hakkı kullanmak istediğini ih­bar sürelerine uygun olarak önceden işverene bildirilmesi ve emekliliğe hak kazanılmış olduğuna dair SGK’nın ilgili biriminden alınacak belgenin işverene verilmesi gereklidir.

08.09.1999 tarihinden önce işe başlayanların, 15 yıl 3600 prim gün şartını doldurmaları taktir de kıdem tazminatına hak kazanabileceklerdir. 08.09.1999 tarihinden sonra işe başlayanlar için bu şart 25 yıl sigortalılık ve 4500 gün prime çıkarılmıştır.

Bunun yanı sıra, bir değişiklik daha getirilerek yıl şartı aranmaksızın emeklilik için 7000 gün prim koşulunun sağlanmış olması da düzenlenmiştir. Buna göre, ilk sigorta girişi 08.09.1999 ve sonrası olan bir işçi, yıl şartına tabi olmaksızın 7000 gün primi dolunca kıdem tazminatına hak kazanabilmektedir.

Kural olarak, işçinin herhangi bir fesih ihtarına lüzum yoktur. Ancak fesih iradesinin ortaya konulduğunun ispatı açısından yazılı bildirimde bulunmakta fayda vardır. Yani ihtarın ispatı açısından önemlidir. Noter kanalıyla yapılması ispat açısından daha faydalıdır.

İşçinin yapmış olduğu emeklilik nedeniyle iş sözleşmesini feshi, işveren tarafından kabule bağlı değildir. İşçinin ihtarı hüküm doğurur.

Yargıtay 22. Hukuk dairesi 2016/27701 K. 2020/630 kararında duruma açıklık getirmiştir;“Mahkemece, davacının iş akdinin feshinden önce … Genel Müdürlüğü’ne iş başvurusunda bulunduğu, …İnsan Kaynakları Dairesi Başkanlığı’nın 12.07.2013 tarihli yazısı ile davacının işe başlamak için gerekli evrakları ile birlikte 18.07.2013 tarihinde … Genel Müdürlüğü’nde hazır bulunmasının istenildiği, … Yönetim Kurulu’nun 26.07.2013 tarih ve 28-361 Sayılı kararı ile davacının şirketlerinde açık bulunan muhtelif pozisyonlara yerleştirilmesinin uygun görüldüğü ve bu kararın davacıya 02.08.2013 tarihinde bildirildiği ve 15 gün içerisinde göreve başlamak için müracaatının gerektiğinin bildirildiği, davacının … ‘da işe başlamak amacıyla davalı işverene 16.08.2013 ( cuma günü ) tarihli istifa dilekçesini verdiği ve 19.08.2013 ( pazartesi günü ) … ‘da işe başladığının anlaşıldığı, davacının emekli olduktan sonra istediği yerde çalışma özgürlüğü bulunmasına karşın davacının emekli olma yasal hakkını kullanmadan önce …’ da iş bulduğu, işe başlama iradesini …’a bildirdiği gibi 16.08.2013 tarihli istifa dilekçesi ile başka bir yerde işe başlayacağı iradesini davalı işverene bildirdiği, davacının fesih hakkını Medeni Kanun’ un 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına uygun olarak kullanmadığı, hakkın kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunamayacağı, bu nedenle davacının kıdem tazminatına hak kazanmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Temyiz:Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe:İş sözleşmesinin emeklilik sebebine dayalı olarak feshetmesine rağmen işçinin başka bir işte çalışmaya başlamasının kanuni hakkın kötüye kullanımı olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.Mülga 1475 Sayılı Kanun’un 14. maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır. Mülga 1475 Sayılı Kanun’un 14. maddesinin birinci fıkrası (5) numaralı bent hükmüne göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer şartları yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkânı tanınmıştır. Başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş şartı sebebiyle emeklilik hakkını kazanamamış olsa da, anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle iş yerinden ayrılabilecek ve kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. Ancak, işçinin iş yerinden ayrılmasının yaş hariç emekliliğe dair diğer şartları tamamlaması üzerine çalışmasını sonlandırması şeklinde gelişmesi ve bu durumu işverene bildirmesi gerekir.

Somut olayda; davacının 18.07.2013 tarihli dilekçesi üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından düzenlenen 14.08.2013 tarihli yazıda sigortalılık süresinin 15 yıl 3600 günü tamamladığının belirtildiği ve davacının 15.08.2013 tarihli ihtarname ile davalı işverene başvurarak emeklilik nedeniyle iş akdini feshettiğinden kıdem tazminatının ödenmesini talep ettiği, 16.08.2013 tarihli istifa dilekçesi ile de şirkette devam ettirdiği çalışmasının sonlandırılarak bundan böyle … şirketinde çalışmak istediğini, SGK’ na sigortalılığının istifa nedeniyle sonlandırıldığının bildirilmesini talep ettiği ve 19.08.2013 tarihi itibari ile dava dışı …’ da işe başladığı görülmektedir. 14.08.2013 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu yazısından davacının emekliliğe hak kazandığı ve 15.08.2013 tarihli ihtarnamesi ile de emeklilik sebebi ile kıdem tazminatın ödenmesi talebine yönelik iradesini ortaya koyduğu anlaşılmaktadır.

Mahkemece yazılı gerekçe ile davacının kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

İşçinin emeklilik sebebi ile iş sözleşmesini feshetmesinden kısa bir süre sonra, yeniden çalışmasını gerektirecek durumlar ortaya çıkabileceği gibi, işçinin bu hakkını kendisi için daha olumlu sonuçlar doğurabileceğini düşündüğü bir başka işyerinde çalışma amacı ile de kullanması mümkündür. Sosyal Güvenlik Hukuku alanında yaş şartını da gerçekleştirmek sureti ile emekli olan işçilere sigorta destek primi ödeyerek çalışma imkanı tanındığı da dikkate alındığında, mülga 1475 Sayılı Kanun’un 14/1-5 maddesindeki düzenleme açısından, kanun koyucunun amacının işçinin çalışma yaşamını fiili olarak sonlandırması olduğundan bahsedilemez. Çalışmakta olduğu işyerinde yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ilişkin yükümlülüklerini tamamlayan davacının, kendisi için çalışma şartlarının daha olumlu olduğunu düşündüğü bir iş yerinde çalışma amacı ile bu hakkını kullanması halinde 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralına aykırı davrandığı kabul edilemez. Kanun ile tanınmış emeklilik sebebi ile fesih hakkının kullanması ile birlikte kıdem tazminatına hak kazanılacağının kabulü gerekir. Davacının hangi amaçla bu hakkı kullandığı, kıdem tazminatına hak kazanması açısından önem arz etmemektedir. Dolayısıyla davacının kıdem tazminatı talebinin kabulü gerekirken reddi hatalı olup bozma sebebidir.”   

Danışman Talep Edin