Türk EnglishFrançaisРусскийالعربية

Boşanmada Kusur Sayılan Haller Nelerdir?

Boşanmada Kusur Sayılan Haller Nelerdir?

Evlenen çiftlerin evlilik birliği içerisinde yerine getirmek zorunda oldukları birçok yükümlülük söz konusudur. Bu yükümlülüklere özen, sadakat ve ortak giderlere katlanma yükümlülüklerini örnek olarak gösterebiliriz.

Evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde; bu durum boşanma sebebi olarak ileri sürülebilir. Boşanma davasında, tarafların sayılan yükümlülüklerin yerine getirilmemesindeki kusur oranları araştırılır. Yani eşlerin boşanma sebeplerindeki kusurlarına bakılır. Yargıtay kararları ışığında boşanma sebepleri olarak gösterilebilecek örnek durumları aşağıda sizler için sıralıyor devamında ise uygulamadan Yargıtay İçtihatlarından örnekler veriyoruz:

  • Eşini evden kovmak: Yargıtay kararlarında eşin evden kovulması ağır kusur ve boşanma sebebi olarak görülmektedir.
  • Dedikodu yapmak: Türk toplumunda genellikle sık karşılaşılan bir durum olan dedikodu yapmayı Yargıtay boşanma sebebi saymıştır.
  • Çocuklara karşı şiddet: Sadece kendi çocuklarına değil, diğer çocuklara karşıda şiddet uygulamak boşanma sebebi sayılmıştır.
  • Eşinin ailesi ile ilişkileri: Yargıtay bir kararında eşini ailesi ile görüştürmeyen kocanın davranışını ağır kusurlu bulmuştur.
  • Çalıştırmamak: Koca çalışıp eş ve çocuklarına bakmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğünü yerine getirmezse kusurlu sayılacaktır.
  • Cimri olmak: Yargıtay eşi aşırı derecede cimriliğini, hayatı çekilmez hale getirdiği için boşanma sebebi saymıştır.
  • Cinsel ilişki:  Eşlerin birbirlerine karşı cinsel anlamda sorumlulukları vardır. Cinsel anlamda eşler birbirine karşı sorumluluklarını yerine getirmiyorsa bu durum boşanma sebebi sayılmıştır.
  • Beddua etmek: Yargıtay evlilikte “Beddua Etmeyi” hakaret ile benzer anlamda düşünmektedir ve boşanma sebebi saymıştır.
  • Kıskançlık: Yargıtay kararlarında geçen bir diğer boşanma sebebi de “aşırı kıskançlık”tır.
  • Tehdit ve hakaret-Aleni olarak aşağılamak: Çok Çirkinsin, Seninle evleneceğime bekâr kalsaydım gibi,SMS yada E-posta yoluyla hakaret ve tehdit etmek, Eşine küfür etmek
  • Tarikat Toplantılarına Katılmak
  • Aşırı Alay Etmek
  • Güven Sarsıcı Davranışlar
  • Kocasının Tayin Olduğu Yere Gitmemek

 

Örnek Yargıtay Kararları

  • Eşine Salak Demek Kusurlu Bir Davranıştır

Taraflar arasında görülen boşanma davasında, davalı-karşı davacı kocanın kusurları yanı sıra eşine salak demesi ve düğün fotoğraflarının yırtması anlaşılmıştır. Bu nedenle boşanmaya sebebiyet verilen olaylar nedeniyle kişilik hakları ihlal edilen eşin kusurlu olan eşten manevi tazminat talep edilmesi öngörülmüştür. Davacı-karşı davalı olan kadının tarafların evliliğinde eşit kusurlu ve ağır kusurlu olmadığından kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden mahkemenin kararını bozmuştur. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/18440 Esas, 2014/42 Karar)

  • Eşin Evden Kovulması Kusurlu Bir Davranıştır

Tarafların komşusu olan tanık beyanlarına göre, erkek eşin davacıyı evden kovduğu, bu nedenle kadın eşin iki gece tanık N.K.’nın evinde kaldığı, sonrasında komşuların aralarında para topladığı, toplanan parayla davacıya uçak bileti aldıkları ve davacı eşi Kayseri’ye ailesinin yanına gönderdikleri anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; erkek eşin davacıya hakaret ettiği ve zaten “eşini evden kovma” şeklinde gerçekleşen kusurlu davranışın kendi içinde “hakaret eylemini” barındırmasının doğal sonucu olmasına göre yerel mahkemece, somut olaya uygun ve aynı yönlere işaret eden bozma kararına uyulması gerekirken, davalı erkek eşin kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyan kusurlu davranışının ispat edilemediği gerekçesiyle davacı kadın eşin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. (Hukuk Genel Kurulu 2017/2644 E. , 2021/68 K.)

  • Kıskançlık Ağır Kusurdur

Taraflar arasında görülen boşanma davasında, mahkeme, tarafların eşit kusurlu olduğunu kabul ederek boşanmalarına karar vermiştir. Ancak Yargıtay, boşanma davasında toplanılan deliller ile gerçekleşen kusur yanında karısına hakaret ettiği ve karısına karşı kıskanç olduğunun anlaşıldığını belirterek erkeğin ağır kusurlu olduğunu kabul etmiştir. Mahkeme tarafından verilen eşit kusurlu olması kararı bu gerekçe ile bozulmuştur. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/6451 E, 2018/15153 K.)

  • Evliliklerine Sahip Çıkmayan Eşler Eşit Kusurludur

Tarafların evlilik tarihi itibari ile yaşlarının çok küçük olduğu, bu nedenle iki aydan az süre devam eden evliliklerinde karşılıklı olarak ailelerinin evliliğe olan müdahalelerine sessiz kaldıkları, toplumun temel taşı olan aile birliğini kurmayı başaramadıkları gözetildiğinde tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları tartışmasızdır. Hâl böyleyken yerel mahkemece, erkek eşin ağır kusurlu olduğunun kabulü ile bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadın eş yararına tazminatlara hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2409 E.  ,  2021/412 K)

  • Eşinin Kredi Kartını İptal Ettirmek Kusurlu Bir Davranıştır

Eşinin işi ve geliri olmadığını bilen erkeğin, kadının kullanmakta olduğu kredi kartlarını iptal ettirdiği, giderlerini karşılamadığı, bu nedenle kendisini arayan kayınvalidesine “manyak karı” dediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkek eşin tam, kadın eşin ise kusursuz olduğu noktasında Yerel Mahkeme ve Özel Daire arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu açıklamalar ışığında somut olay incelediğinde, erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle kadının kişilik haklarının saldırıya uğradığı belirgin olup, davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmemesi bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu         2017/2733 E.  ,  2021/1053 K.)

  • Eşinden Başka Birisi İle Değişik Zamanlarda, Gece Geç Ve Değişik Saatlerde Yapılan Telefon Görüşmeleri Ve Mesajlaşmalar Ağır Kusurdur 

Dosya arasına alınan telefon kayıtlarına göre davacı-karşı davalı kadının değişik zamanlarda, gece geç ve değişik saatlerde yaptığı telefon görüşmeleri ve kadının başka bir erkeğe kendisi tarafından çekildiğini kabul ettiği mesaj içeriği birlikte değerlendirildiğinde kadının davranışının güven sarsıcı boyutu aştığı, sadakatsizlik olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı- karşı davacı erkeğin bir kısım hakaret ve tehdit eylemlerinin ise kadının sadakatsizlik eylemine tepki niteliğinde kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda davacı- karşı davalı kadın, davalı- karşı davacı erkeğe nazaran ağır kusurludur. Hal böyleyken, erkeğin ağır kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         2021/2008 E.  ,  2021/3303 K.)

  • Hakaret Etmek Ve Şans Oyunları Oynamak İçin Bilgisayarda Fazla Vakit Geçirmek Tam Kusurlu Haldir

İlk derece mahkemesinin taraflara bir kusur yüklemeden tarafları eşit kusurlu kabul ederek davanın kabulüne karar verdiği, erkeğin kusur yönünden istinaf kanun yoluna başvurmadığı gibi bölge adliye mahkemesi kararını da temyiz etmeyerek bölge adliye mahkemesince yüklenen kusurunun kesinleştiği gibi bu kusurun yanında davacı kadına hakaret ettiği ve şans oyunları oynamak için bilgisayarda fazla vakit geçirerek birlik görevlerini ihmal ettiği bu haliyle erkeğin tam kusurlu, kadının ise kusursuz olduğu anlaşılmaktadır. Bölge adliye mahkemesince yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi    2021/4332 E.  ,  2021/5858 K.  )

  • İşinden Dolayı Eşin Aşağılanması Ağır Kusurdur

Mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda, davalı erkeğin davacı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve davacı kadın lehine manevi tazminata hükmedilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı kadının eşinin kapıcı olmasından rahatsızlık duyarak eşini aşağıladığı ve müşterek konutu terk ettiği, kadına yüklenen diğer kusurlu davranışların ispatlanamadığı, davalı erkeğin ise eşine hakaret ettiği, velayete yönelik düzenlenen sosyal inceleme raporundaki müşterek çocuk beyanlarının ise hükme esas alınamayacağı anlaşılmaktadır. O halde, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Eşit kusurlu eş yararına manevi tazminat (TMK m. 174/2) hükmedilemez. Somut olayda kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi koşulları oluşmamıştır. Bu husus nazara alınmadan kusur durumunun hatalı belirlenmesi ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2018/218 E.  ,  2018/1055 K)

  • Maddi Çıkar Amacıyla Evlenme ve Evlilik Birliğini Devam Ettirme Gibi Bir Amacının Bulunmaması Ağır Kusurdur

Bölge adliye mahkemesince her ne kadar davalı-davacı kadına yüklenen “Maddi çıkar amacıyla evlenme” ve “Evlilik birliğini devam ettirme gibi bir amacının bulunmamasına” yönelik kusurlu davranışların kanıtlanamadığı gerekçesiyle bu vakıalar yönünden kadına kusur yüklenmesinin doğru olmadığı belirtilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden, öncelikle tanıklardan kadının ilk eşinden olan oğlu Ömer’in beyanında geçen “Kadını evden kovma” vakıasının erkek tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olması, kadına yüklenen “Maddi çıkar amacıyla evlenme” ve “Evlilik birliğini devam ettirme gibi bir amacının bulunmamasına” ilişkin kusurlu davranışların gerçekleşmediği sonucunu doğurmaz. Davalı-davacı kadın evlilik tarihinden üç gün önce 11.12.2015 tarihinde davacı-davalı erkeğin tek tapulu mal varlığı olan oturduğu evini tapuda satış yoluyla devralmış, mahkemeye ise kendisine ait taşınmazın satışı suretiyle elde ettiği parayla davacı-davalı erkeğin evini satın aldığını beyan etmiş ise de tapu müdürlüğünden gelen yazı cevabı ile beyanının doğru olmadığı anlaşılmıştır. Yine davalı-davacı kadının tanıklara çocuklarının geleceği için, ev için evlendiğini söylediği ve taraflar arasındaki yaş farkının da kırk yedi olduğu göz önüne alındığında, kadına yüklenen “Maddi çıkar amacıyla evlenme” ve “Evlilik birliğini devam ettirme gibi bir amacının bulunmamasına” ilişkin kusurlu davranışlarının dosya kapsamından sabit olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda ilk derece mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere boşanmaya sebep olan olaylarda maddi çıkar amacıyla evlenen, evlilik birliğini devam ettirme amacı bulunmayan, eşi ile birlikte olmaktan kaçınan, evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmeyen ve evden ayrıldıktan sonra tanıklara ve erkeğin oğluna, eşi için sapkın isteklerinin olduğunu söyleyen davalı-davacı kadının, eşine küfür eden ve eşini evden kovan davacı-davalı erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekirken yanılgılı kusur belirlemesi sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ( Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/4211 E.  ,  2021/5410 K. )

  • Annesinin, Eşine Karşı Olumsuz Davranışlarına Sessiz Kalan Erkek Kusurludur

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince davalı erkeğin annesinin evliliğe müdahalesi olarak kabul edilen; “…kayın validenin eşine hakaret ettiği, elinden telefonunu aldığı, kayınvalide tarafından, tarafların ilişki yaşayıp yaşamadıklarını takip için davacı kadının banyo yapıp yapmadığının takip edildiği, kök ailesi ile görüşmesine izin verilmediği, bu kızı bir daha aramayın şeklinde beyanda bulunulduğu, kayınvalidesinin, annesi için “Orospu” şeklinde hakaret ettiği,” vakıaları ağır nitelikte olup erkek eşin bu müdahalelere sessiz kaldığı, tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davalı erkeğin de “Eşinin ailesi ile görüşmesine izin vermediği ve onlara kızlarını aramamalarını söylediği”, ancak boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkek ağır kusurlu olup, erkeğe yüklenen bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmektedir. O halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4) dikkate alınarak kadın yararına manevi tazminata (TMK m. 174/2) karar vermek gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesinin, sonucu olarak yazılı şekilde manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/4619 E. , 2021/6095 K.)

Danışman Talep Edin