Türk EnglishFrançaisРусскийالعربية

Sigorta Ettirenin Kusurlu Hareketi ile Sigortalanan Durumun Oluşmasına Sebep Olması

Sigorta Ettirenin Kusurlu Hareketi ile Sigortalanan Durumun Oluşmasına Sebep Olması

[vc_row][vc_column][vc_column_text]

Sigorta Ettirenin Kusurlu Hareketi ile Sigortalanan Durumun Oluşmasına Sebep Olması

Türk Ticaret Kanununda sigorta ilişkisinin tarafları olan sigortacının ve sigorta ettirenin borç ve yükümlülükleri düzenlenmiştir. Buna göre; Sigortacının borç ve yükümlülükleri; a) Rizikoyu taşıma yükümlülüğü, b) Aydınlatma yükümlülüğü, c) Sigorta poliçesi verme yükümlülüğü, d) Giderleri ödeme borcu ve  e) Tazminat ödeme borcu şeklinde sıralanmıştır.  Sigorta ettirenin borç ve yükümlülükleri ise a) Prim ödeme borcu, b) Beyan yükümlülüğü, c) Bilgi verme ve araştırma yapılmasına izin verme yükümlülüğü ve d) Zararı önleme, azaltma ve sigortacının rücu haklarını koruma yükümlülüğü olarak düzenlenmiştir.

Yukarıda kısaca sıralanan yükümlülüklerin hepsi kanunda geniş bir şekilde açıklanmıştır. Ancak biz bu sorumlulukların hepsini burada açarak konuyu uzatmak istemediğimiz için hızlıca yazımızın mevzusunu oluşturan sigortacının tazminat ödeme borcu kısmına geçmek istiyoruz.

Türk Ticaret Kanunu’nun 1429’uncu maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca “Sigortacı, aksine sözleşme yoksa, sigorta ettirenin, sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararları tazmin ile yükümlüdür.”  Bu maddeden de anlaşılacağı üzere sigortacı olan taraf sigortalanan durumun oluşmasına sigorta ettiren tarafın ihmali davranışı ile sebep olması durumunda meydana gelen zararları -sözleşmede aksine hüküm yoksa- ödemekle yükümlü olacaktır. Dolayısı ile konunun bu noktasında “kusur” kavramının ne anlama geldiğini incelemek faydalı olacaktır. Kusur, hukuk düzeni tarafından hoş görülmeyen davranış şekli olarak tanımlanabilir. Kusur kavramı, kast ve ihmal olarak ikiye ayrılmaktadır. Özel hukukta kast, hukuka aykırı sonucun bilinmesi ve istenmesi olarak tanımlanırken ihmal, sonucun istenmemesine rağmen sonucun gerçekleşmemesi için gerekli olan özenin gösterilmemesi olarak tanımlanmaktadır. İhmal ise; ağırlık derecesine göre genellikle; ağır ihmal ve hafif ihmal olmak üzere ikili bir ayrıma tabi tutulmaktadır. Bir kimsenin, aynı durum ve şartlarda ortalama bir kimsenin gösterebileceği en basit dikkat ve özeni göstermemiş olması ağır ihmal; çok dikkatli ve özenli kişilerin gösterebileceği dikkat ve özeni göstermemesi ise hafif ihmal olarak nitelendirilir.

Türk Ticaret Kanunu’nun 1429’uncu maddesi kapsamında sayılan kimselerin, sigorta teminatı kapsamındaki olayın vukuunda kastı veya ihmali olmasına göre sigortacının sorumluluğu farklı esaslara tabi kılınmıştır.[/vc_column_text][vc_single_image image=”5485″ img_size=”full”][vc_column_text]

Sigorta Ettirenin Kasten Sigortalanan Durumun Oluşmasına Sebep Olması

Türk Ticaret Kanunu’nun 1429’uncu maddesi “Rizikonun gerçekleşmesinde kusur” başlığını taşımakta olup maddenin tam hali “Sigortacı, aksine sözleşme yoksa, sigorta ettirenin, sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararları tazmin ile yükümlüdür. Sigorta ettiren, sigortalı ve tazminat ödenmesini sağlamak amacıyla bunların hukuken fiillerinden sorumlu oldukları kişiler, rizikonun gerçekleşmesine kasten sebep oldukları takdirde, sigortacı tazminat borcundan kurtulur ve aldığı primleri geri vermez” şeklindedir. Söz konusu hükümden açıkça anlaşılacağı üzere; anılan kimselerin kasti davranışı, sigorta teminatı kapsamı dışında tutulmuştur. Dolayısı ile aslında kanun konuyu gayet açık ve net bir şekilde izah etmiştir. Buna göre kasıtlı hareketler koruma dışında bırakılmıştır. Hatta Türk Ticaret Kanunun 1452’nci maddesi uyarınca 1429’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının 2’nci cümlesi hükmüne aykırı sözleşmeler geçersizdir. Yani sigorta sözleşmesinde, sigorta ettirenin, sigortalının ya da tazminat ödenmesini sağlamak amacıyla bunların hukuken fiillerinden sorumlu olunan kimselerin, sigortalanan olayın gerçekleşmesine kasten sebep olmaları halinde sigortacının sorumluluğunun devam edeceği kararlaştırılamaz.

Sigorta Ettirenin İhmali Davranışı ile Sigortalanan Durumun Oluşmasına Sebep Olması

Yukarıda belirtildiği üzere ihmal, ağırlık derecesine göre genellikle ağır ihmal ve hafif ihmal olmak üzere ikili bir ayrıma tabi tutulmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun 1429’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında ihmalin ağırlığı nazara alınmaksızın sigortacı kural olarak sigorta ettirenin, sigortalının, lehtarın veya onların hukuken fiillerinden sorumlu oldukları kişilerin her türlü ihmali davranışı ile sigortalanan olayı gerçekleştirmelerinden dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulmuştur. Yani konuyu bir cümlede özetleyecek olursak sigorta ettirenin kasten sigortalanan durumun meydana gelmesine sebep olması hukuk sisteminde korunmamakta ve sigortacı tarafından tazmin yükümlülüğü bulunmamakta, ancak kanunda yazılı kişilerin kusurun diğer halleri olan ağır ihmal veya hafif ihmal içeren davranışları ile sigortalanan durumun oluşmasına sebep olmaları durumlarında sigortacı oluşan zararı tazmin etmekle yükümlü tutulmaktadır.

Sigortalanan durumun oluşmasına kasten sebebiyet verilmesi durumunda sigortacıya tazmin yükümlülüğü getirilemeyeceği kanunda hüküm altına alınmışken, ihmali davranışla sigortalanan durumun oluşmasına neden olunması hallerinde sigortacının meydana gelen zararı tazmin etmeyeceğine dair sözleşmede özel bir anlaşma yapılabilmesine kanun izin vermiştir.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

Danışman Talep Edin